
Sessizliği Okunur Kılan Adam: Notaların Doğuşu 🎼📜
İtalya'nın Arezzo kentinde yaşayan bir keşiş, müziğe kelimelerden daha fazla anlam yükleyene kadar: Guido d’Arezzo.
Deniz Aktaş
Yazar
Her şey bir sessizlikle başladı.
Evren, görünmeyen bir orkestraydı.
Rüzgâr, yapraklara dokunuyor...
Kuşlar sabaha şarkı söylüyor…
Irmaklar, taşlara usulca vuruyordu.
Ama insan bu ezgileri sadece duyabiliyordu — yazamıyordu.
Ta ki 11. yüzyılda,
İtalya'nın Arezzo kentinde yaşayan bir keşiş,
müziğe kelimelerden daha fazla anlam yükleyene kadar:
Guido d’Arezzo.
🎶 Guido, ilahi söyleyen keşişlere müzik öğretmeye çalışıyordu.
Ama sözlü aktarımlar yetmiyordu.
Bir ezgi öğrenmek haftalar, aylar alıyor; her ağızda biraz daha değişiyordu.
İşte o anda, bir ihtiyaç bir devrimi doğurdu.
Bir gün bir ilahiyi dinlerken fark etti:
“Ut queant laxis…”
Her dize, farklı bir sesle başlıyordu.
Guido, bu ilahinin baş hecelerini seslerle eşleştirdi:
Ut – Re – Mi – Fa – Sol – La
(“Ut” sonradan “Do” oldu, “Si” daha sonra eklendi.)
Böylece tarihte ilk kez bir ses dizisi, sistematik şekilde adlandırıldı.
Guido bununla da yetinmedi:
Neuma adı verilen sembolleri çizgiler üzerine yerleştirerek
bugünkü nota çizgilerinin — portenin — temelini attı.
Ve böylece:
📝 Müzik yazılabilir oldu.
🎶 Ezgi, artık havada uçuşan bir sır değil; kağıtta kalıcı bir izdi.
Öğrenciler artık melodileri görebiliyor,
notalara bakarak aynı sesi çıkarabiliyordu.
Şarkılar kaybolmuyor, tekrarlanabiliyordu.
Bir ilahi, bir halk şarkısı, bir senfoni — artık nesilden nesile aktarılabiliyordu.
📜 Guido d’Arezzo, sadece bir müzik öğretmeni değil;
duyulabileni görünür kılan bir devrimciydi.
Onun sayesinde müzik:
Kilisenin taş duvarlarından çıkıp
insanlığın ortak diline dönüştü.
Bugün dinlediğin her melodi,
çalınan her piyano tuşu,
söylenen her şarkı,
Guido’nun çizdiği o ilk satırlara selam gönderir.
Çünkü bazı insanlar notalar yazmaz,
tarihi besteler.
Galeri



Deniz Aktaş
System Administrator
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Henüz yorum yok
İlk yorumu yapan siz olun!