
Acının Rengini Yüzüne Sürdü: Frida Kahlo 🎨🌺
Bazı insanlar yaşamak için nefes alır… Frida, canı yansa da resim yaparak hayatta kaldı.
Deniz Aktaş
Yazar
Bazı insanlar yaşamak için nefes alır…
Frida, canı yansa da resim yaparak hayatta kaldı.
📍 1907’de, Meksika’nın Coyoacán semtinde doğdu.
Ama dünya onu yalnızca bir ressam olarak tanımayacaktı.
O, kendi acısını sanata dönüştüren bir efsane olacaktı.
Henüz 6 yaşındayken çocuk felci geçirdi.
18 yaşında ise bir otobüs kazasında,
omurgası, kalçası, bacağı ve umudu — hepsi parçalandı.
Yatakta hareketsiz yattığı günlerde annesi ona bir ayna verdi.
Frida, aynaya bakarak kendi yüzünü çizmeye başladı.
“En iyi bildiğim şey bendim,” dedi.
“Bu yüzden kendimi çizdim.”
🖼️ Ama o resimlerde sadece bir yüz yoktu;
acı vardı, isyan vardı, aşk vardı, kayıp vardı, devrim vardı.
Kendini ilmek ilmek tuvale işledi.
Çünkü onun fırçası boya değil, yaşanmışlık taşıyordu.
🎭 Aşkı da fırtına gibiydi…
Meksikalı ünlü ressam Diego Rivera ile ilişkisi,
tutkuyla başlayıp ihanete, özleme ve yeniden birleşmeye döndü.
Frida ona âşık oldu, kendini kaybetti ve sonra yeniden buldu.
Ama bu aşk da onu sürekli kanattı.
Frida’nın hayatı;
bir kadının hem kırılıp hem büyümesinin,
hem sevilip hem unutulmasının,
hem bağırıp hem susmasının öyküsüdür.
🌺 Kaşlarının ortasında bir devrim taşıdı.
Kadınlığını, bedenini, acılarını saklamadı.
Açık açık anlattı, çırılçıplak çizdi.
Çünkü o, “güzel” olmaya değil, gerçek olmaya cesaret etti.
📍 Hayatı boyunca tam 32 ameliyat geçirdi.
Ama hiçbiri onun içindeki yangını söndüremedi.
“Ayaklar, neye yararsınız ki?
Uçamayacaksam...”
diyerek içindeki kuşu hep serbest bıraktı.
Frida, ressam değildi sadece.
O, bir yarayı sanata dönüştüren bir kadındı.
Ve şimdi dünya onu sadece çizdiği resimlerle değil,
bizi kendi yaralarımıza baktıran cesaretiyle hatırlıyor.
Galeri



Deniz Aktaş
System Administrator
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Henüz yorum yok
İlk yorumu yapan siz olun!